Menü

Kore DiziJapon DiziKendi KalemimdenKitap Yorumu Melankolik Masallar Mim Kore FilmJapon FilmKendi SesimdenAnime Günlük Mevzular Johnny Deep

Translate

günlük mevzular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
günlük mevzular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Şubat 2016 Pazar

And The Oscar Goes To....




Sonunda!!!!

Sonunda en sevdiğim ödül töreni bu gece gerçekleşecek. Diğer ödül törenlerini pek merak etmem ama Oscar, o küçük tuhaf adam nedense hep dikkatimi çekmiştir :)

Leonardo Di Caprio Oscar'ı bu kez kapacak mı? (Yazıktır adama ya versinler bir kerecik)

Mad Max, diğerlerini sollayacak mı? (Gerçi Marslı da iyiydi ve Diriliş.. Diriliş kesin alır. Ama Mad Max ne olacak? o alsın, severim Charlize'i)

30 Aralık 2015 Çarşamba

Etkinlik: DİLEK ZAMANI





                                 
2016'nın yaklaştığı şu günlerde hepimiz, yepyeni bir yılın getireceği güzellikler için heyecanlıyız herhalde. 

Yeni yılın tüm arkadaşlarımın hayallerini gerçekleştirmesini diliyorum ve birlikten kuvvet doğar hesabı, "Dilek Kardeşliği" etkinliğini başlatmak istiyorum.

Ne kadar çok kişiye ulaşırsak, umut da o kadar artacaktır.

Bu güzel etkinlikte 2 temel kuralımız var:

1. Tüm kalbimizle öncelikle diğer arkadaşlarımızın dileklerinin kabul olmasını istemek.
2. Kendi dileğimizi de altına eklemek.

İsteyen blogger arkadaşlarım benim yazımı bloglarında paylaşırsa çok mutlu olurum. Ya da yazımın linkini de vererek yeni bir yazı yazabilirler böylece daha çok kişiye ulaşacağımızı düşünüyorum.

Öyleyse haydi baylar-bayanlar, sevgili dilek kardeşlerim ^_^ 

Gerekli tüm alet edevatı ben getirdim, siz sadece tüm kalbinizle yanımda olun yeter.

Başlayalım mı o zaman?

12 Aralık 2015 Cumartesi

İYİ Kİ DOĞDUM!!!

                             
                                       
Her ne kadar yılların geriye saymasını umut ettiğim zamanlara adım atsam da... Çalsın davullar, zurnalar mutluyum ben ya hu :)

Her yıl şu mumları üflerken bir sonraki yılda ne kadar olgun olacağımı ve ne kadar aklı başında kararlar vereceğimi düşünüyorum.

2 Aralık 2015 Çarşamba

Günlük Mevzular- HER ŞEY İYİ OLUR MU GERÇEKTEN?





Bazen hayatın birkaç adım gerisinden gittiğimi düşünüyorum.

Hatta birkaç kilometre...

Zaman akıyor, insanlar akıyor ve ben öylece durup bekliyorum gibi. Doğru zamanlarda doğru tepkiler vermeyi de kaçırıyorum böylece. Ve yanlış zamanlardaki doğru tepkiler konusunda da hiç iyi olmadım zaten.

Kendime şunu soruyorum: "Burası, durduğum bu nokta, olmak isteğim yer değilse; o yer neresi?"

Hep doğruyu düşünüp, doğruyu yaptığın o yer neresi?

Ya da daha iyisi, yapılan yanlışların bile doğrular kadar önemli olduğu o yer neresi? Zaten öyle mi diyorsunuz? Siz hangi masalın pozitif, dürüst, sevecen kahramanıydınız? Tanıyamadım kusura bakmayın.

26 Kasım 2015 Perşembe

Günlük Mevzular - BLOGGER'DA YORUM SORUNU




Selamlar,

Bugün sizlerle daha önce bazı bloglarda görüp çok hak verdiğim bir konuyu paylaşmak istiyorum.

Blogumu açarken, aklımda böyle bir şey yoktu aslında, yani kendim çalıp kendim oynayacağım bir alan istemiştim sadece. Bu yüzdendir ki, tanıdığım hiç kimseye bir blogum olduğundan bahsetmedim.

"Kimin ne düşündüğü umurumda değil. Ben sadece yazarım." diyordum o zamanlar. Sonraları, diğer blogger arkadaşlarımla tanışmaya başladım.

Sayısız farklı düşünce, çok ilgimi çeken veyahut çekmeyen bir sürü blog... Hepsinin ortak bir özelliği vardı yine de, emek...

18 Kasım 2015 Çarşamba

Günlük Mevzular- MUTLULUK KAYBINDAN ÖLMEK...




Mutsuzluk paçamızdan akıyor...

Kimi görsem üzgün, kafamı nereye çevirsem farklı sesler yükseliyor. Daha bir gün, bir saat hatta bir dakika önce diğeri olmadan nefes bile alamayacağını söyleyen iki kalp bir anda nasıl da uzaklaşıyor birbirinden?

Nerelere saklanıyor o sevgi sözcükleri? O sıcak sarılmalar? Sadece iç yakan kelimeler dökülüyor o anlarda ağızlardan.

Peki ya ne için? 
Anlatamamaktan... Ne kadar çok bağırırırsak o kadar anlatırız sanıyoruz kendimizi, ne kadar sesli söylersek o kadar bilecek ya karşıdaki özümüzü. Veryansın ediyoruz böylece... 

Oysa önce anlamayı öğrenmeli insan,anlatmaktan önce anlayabilmeyi...

Yoksa uzaklaşıyor kalpler... Uzaklaştığı için daha çok bağırıyor insan da. "Beni duy! Ne söylediğimi, ne hissettiğimi anla!"

Amma velakin nafile işler bunlar, önce sen karşıdakini duymadıkça...

13 Kasım 2015 Cuma

Günlük Mevzular - Dikkatsizlik mi, Umursamazlık mı?


Dikkat eksikliği, bulaşıcı bir hastalık gibi gittikçe yayılıyor. Öyle ki, insanlar çoğu zaman etraflarında olup bitenlerden bihaber yaşıyorlar.

Kendilerini dış dünyaya kapatıp sadece kendi problemleriyle uğraştıklarından mı çevreye karşı bu kadar köreliyorlar yoksa algılarını bu denli kısıtlayan umursamazlık mı? Bilemiyorum.

Amma velakin Honkong'da makyaj ustası Sandra Bakker'in yaptığı çalışma, insanlardaki bu sorunun ne kadar üst düzeyde olduğunu kanıtlar nitelikte.

5 Kasım 2015 Perşembe

En Etkileyici 20 Film Müziği


Bazen izlediklerimizden daha fazla kalır hatırımızda dinlediklerimiz. Ya da öylesine bir yerde duysak ilgimizi çekmeyecek bir müzik, filmin sahnesiyle öyle bütünleşir ki büyüler adeta...

Filmleri izledikten sonra defalarca dinlediğim soundtracklerden bahsedeceğim şimdi. Başlık biraz iddialı oldu galiba (: 

Benim için en etkileyici 20 soundtrack diyelim...

Fazla söze ne gerek, haydi başlayalım o zaman.

4 Kasım 2015 Çarşamba

Günlük Mevzular - GARİP GÜZELLİK ANLAYIŞLARI




Eskiden annem söylerdi bana çok sinirlenince, "Senin bacaklarını kırıcam!Buraya gel çabuk!" O zamanlar, bu bol mecazlı sözün, birilerince bu kadar ciddiye alındığını bilmiyordum tabi ki... 

Uzak Doğu insanını severim, hatta o kadar abartı bir sempatim var ki onlara karşı "Ne olursan ol gel." felsefesine döndürdüm olayı.

Ancak...

Japonların bembeyaz suratlı Geyşalarına okey diyelim,

Kore'nin Amerika rüyasına da,

Ama...

17 Ekim 2015 Cumartesi

Günlük Mevzular- SON'LAR ÜZERİNE


"Hepsi bu kadar... Şimdilik."

Birkaç kişiyi daha öldürdüm. Neyse ki bu -bolca vaat yüklü- "şimdilik" sözü kalbimi ferahlatıyor.

Sonsuza kadar süren romanlar olsun istiyorum. "Onlar erdim muradına... bla bla" diye biterek -içimde koca bir boşluk hissiyle- dakikalarca saf gibi son cümleye baktıranları değil!

İnsan bir kitabı sevdiğinde -hele o bir seri ise- beraber yaşamaya fazlaca alışıyor sanıyorum. İstediği her an, günün her saatinde varlığından mutluluk duyduğu arkadaşlarına koşmak, huzurlu ve mutlu hissettiriyor. Ve biliyor ki o sabırlı ve sadık arkadaşlar, kendi hikayelerini anlatmak için hep onu bekliyor.

Ve her güzel şey gibi bunun da sonu geldiğinde ise...

Aslında en çok kendime kızıyorum. "Biraz daha yavaş! biraz daha...." 

Fark eden bir şey olmuyor aslında, ister bir ister yüz sayfa; ister iki ister on gün sonunda aynı noktaya varıyor işte insan.

Yüzünde aptalca bir ifadeyle son cümleye bakakalıyor...


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım : Merve Canbaz