Menü

Kore DiziJapon DiziKendi KalemimdenKitap Yorumu Melankolik Masallar Mim Kore FilmJapon FilmKendi SesimdenAnime Günlük Mevzular Johnny Deep

Translate

12 Ağustos 2016 Cuma

FALLİNG FOR İNNOCENCE - In Love With Soon Jung



Şu aralar yine Kore dizilerine takmış durumdayım, bloga pek uğrayamasam da her gün bir bölüm izlemeden uyumuyorum desem yeridir. :)

Falling For İnnocence'si tesadüfen buldum, biraz ön yargıyla başlasam da sonunda gerçekten sevdim. Jung Kyung Ho'yu ilk izlediğim dizi diyecektim ki kendisi I am Sorry I Love You'da da oynamış, ama hiçç fark etmedim ben. Ancak bundan sonra diğer dizilerini de izleyeceğim hehe

5 Haziran 2016 Pazar

Mutlu Yıllar Bütün AŞK'larıma :)))





Selamlar uzun zaman oldu... Bir süre daha da böyle olacağını düşünüyorum ne yazık ki. Ancak bugün kesinlikle ve kesinlikle atlayamayacağım güzellikler için buradayım. 

Takıntılı bir şekilde "ikizler burcu" sever olduğumdan bahsetmiştim vakti zamanında. Bugün ise tüm bebeklerimin doğum gününü kutlayacağım.

10 Nisan 2016 Pazar

LİAR GAME



Daha önce Japon versiyonunu izleyip sonunu getirememiştim ama bu diziyi severek izledim. (Oysaki çoğu kişi Japon versiyonunu daha çok sevmiş.) 

Öncelikle karakterler çok güzeldi, dizinin kurgulanışı da çok ilgi çekiciydi. Özellikle Kang Do Young'un mimikleri harikaydı, süper bir seçim olmuş.

Ben Woo Jin ve Do Young'un arasındaki çekişmeyi L ve Kira'ya benzettim. Death Note çok severek izlediğim bir animeydi Liar Game'i de çok sevdim.

30 Mart 2016 Çarşamba

OH MY VENUS!




Shin Min Ah...
Shin Min Ah... Bu kızın ismini söylemeyi seviyorum, tekerleme gibi sanki. Shin Min Ah... :) 31 yaşında olsa da haaalaaa liseli bir kızı canlandıracak sevimlilikte, sanırım Koreli kadın idolüm olabilir kendisi. 

Bir dizi tamamen yayınlanmadan izlemeyi sevmiyorum çünkü sabırsız biri olduğumdan günleri saymaktan zaman geçmiyor. Bu yüzden ki cümle alem izledikten sonra sonunda ben de o ulvi kişilik mertebesine eriştim: Oh My Venus'ü izledimmmm.

5 Mart 2016 Cumartesi

SHADOWHUNTERS - Gölge Avcıları



Çoğu kişinin çok severek okuduğu ve koca koca kitapları ardı ardına bitirdiği Ölümcül Oyuncaklar serisinin daha ilk kitabını (Kemikler Şehri) bir türlü bitiremeyen bir tek ben miyim?

Oysa ki bu tarz fantastik serileri çok sevdiğimi kaçıncı söyleyişim bilemiyorum. Ancak... bu serinin kitaplarıyla keçilerim bir türlü barışmadı.

Yine ancak... filmini sevmiştim ben. (Tamam aslında Jamie'i sevmiştim.) Filmi pek tutmadı ama şimdi dizisine başlamışlar, hadi hayırlısı. Bakalım bu ne kadar sürecek?

Dizi şu an 8. bölümde ve ilk sezon filmin bittiği yerde sonra ereceğe benziyor.

4 Mart 2016 Cuma

TESS'İN GÖZYAŞLARI- Pepper WİNTERS





Gri'nin Elli tonundan sonra bir hayli dikkat çeken, yetişkinler için yazılmış BDSM içerikli kitaplardan biri Tess'in Gözyaşları.  

Eğer Elli Ton'u okumuşsanız az çok neden bahsettiğimi biliyorsunuzdur ancak Tess ondan daha... farklı.

Kan, tecavüz ne ararsan var kitapta ama Gri'deki aşk yok. 

3 Mart 2016 Perşembe

The Shannara Chronicles




Terry Brooks'un çok sevilen serisinden uyarlama olan bir dizi ile karşınızdayım. Ben daha önce bu seriyi duymamıştım açıkçası, canımın çok sıkıldığı ve Kore yapımından başka bir şeyler izlemek istediğim bir an karşılaştım dizisiyle.

Shannara serisinin şu ana kadar yayımlanan 20 kitabı var ve dizi Shannara'nın Elftaşları kitabıyla başlıyor.Fantastik yapımları hep sevmişimdir ve Shannara'daki Yüzüklerin Efendisi tarzını da gerçekten çok sevdim. Karakterler benziyor hatta konu bile benziyor aslında.

2 Mart 2016 Çarşamba

HAFTANIN BLOGU ^_^



Dağınık Anne'nin başlattığı bu güzel etkinliği yapmayı sonunda başardım. ^_^ Bu kadar geç kaldığım için üzgünüm sevgili Dağınık. Öncelikle çok güzel ve ince bir etkinlik olduğunu söylemek istiyorum. Sayesinde birçok yeni blog tanıma imkanı buldum ve böylece de yeni yeni arkadaşlar kazandım. 

Ve...sıra bana geldi sanırım.

Etkinlik başladığından beri düşünüyorum. Kim olsa... kim olsa... kim olsa... Çok da fazla düşünmeme gerek yokmuş aslında :))) 

28 Şubat 2016 Pazar

And The Oscar Goes To....




Sonunda!!!!

Sonunda en sevdiğim ödül töreni bu gece gerçekleşecek. Diğer ödül törenlerini pek merak etmem ama Oscar, o küçük tuhaf adam nedense hep dikkatimi çekmiştir :)

Leonardo Di Caprio Oscar'ı bu kez kapacak mı? (Yazıktır adama ya versinler bir kerecik)

Mad Max, diğerlerini sollayacak mı? (Gerçi Marslı da iyiydi ve Diriliş.. Diriliş kesin alır. Ama Mad Max ne olacak? o alsın, severim Charlize'i)

Mim #9: Kişisel Blog Yazarları Ne Düşünüyor?



Sevgili Cafe Tigris, 1delinin günlükleri arkadaşımızın başlattığı mime beni de ortak etmiş. Kocaman teşekkür ediyorum. Bu mimi görmüş ve yapmak istemiştim, isabet oldu. Lafı fazla uzatmadan mime geçmek istiyorum.

Beyaz ve Sağlıklı Dişlere Kavuşmanın En Pratik 5 yolu

Bugün hayalinizdeki beyaz ve sağlıklı dişlere en pratik şekilde kavuşma yollarını paylaşacağım. İşte dişlerimi korumamı sağlayan ve rahatça gülümseme nedenim 5 diş temizleme pratiğim :)

Beyaz ve Sağlıklı Dişlere Kavuşmanın En Pratik 5 yolu

1. Rutinlerinize Uyun
Hayatta en önemli şey sanırım sizin için iyi olan ne varsa alışkanlık haline getirmek. Spor yapmak, sağlıklı beslenmek gibi aslında kişinin kendisine bakması ve temizliğine dikkat etmesi de önemli. İşte bu yüzden diş temizliği rutinlerinizi belirleyin ve ona uyun.
Her sabah ve gece yatmadan önce dişlerinizi mutlaka fırçalayın! Bu alışkanlığınızı halen kazanamadıysanız bugün zaman kaybetmeden kendiniz ve diş sağlığınız için büyük karar verebilirsiniz.

2. Size Uyanı bulun!
Nasıl ki giydiğiniz kıyafetler tarzınızı yansımadığında kendinizi o kıyafetin içinde yabancı gibi hissediyorsunuz, aslında kişisel bakımlarınız da öyle. Diş ve diş ati yapınıza en uygun fırçayı bularak diş temizliğinizi daha verimli yapabilirsiniz.

3. Kendinize Zaman ayrın!
Bir şeyi yapıyor olmak kadar onu doğru sürede ve doğru şekilde yapmak da çok önemli. Özensiz bir biçimde yaptığınız hiçbir şey tam olmayacaktır. O yüzden dişlerinize ve kendinize zaman ayırın. Bu zamanı doğru fırçalama teknikleriyle yaparsanız emin olun kısa sürede farkı siz de fark edeceksiniz.

4. Bazı Ayrılıklar Çok Güzel!
Vedalar ve ayrılıklar hep can yakar ama aslında bazı ayrılıklar size çok iyi gelebilir :) Nasıl mı? 3 ayda bir diş fırçanızla vedalaşın ve hijyen açısından önemli bu değişikliği bir alışkanlık haline getirin.

5. Yol Arkadaşınızı İyi Seçin!
Geldik en önemli maddeye. Diş fırçanızı seçtiniz, kendinize zaman ayırdınız, her şeyi tam yaptınız ama diş temizliğinde istediğiniz verimi halen alamıyor musunuz? O zaman doğru diş macununu kullanmıyor olabilirsiniz. Bu konudan mustarip olanlara önerim; Procter and Gamble’ın dünyada pazara sunduğu en gelişmiş beyazlatıcı diş macunu olan 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection İpana olacak.
Yeni İpana 3D White PERFECTION diş macunu İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu. Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içerir. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekelerin %100’e kadarlık kısmını etkin biçimde çıkarıyor. Ben bu ürünü çok sevdim, satın almak isterim derseniz tıklayınız.

Tüm bu maddeleri eksiksiz yerine getirenler olarak bol bol gülümsemeyi hak ettik sanırım :)

P.S. Bana bu bilgiler yetmedi, ağız ve diş sağlığı üzerine daha çok şey merak ediyorum diyenleri aşağıdaki siteye alalım.  
http://www.agizbakimuzmani.com/

#ipanaperfection  #gülüşünügöster

İçerik Kaynak: http://www.e-gunlugum.com/
Video Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=RZ5ymuChrW0

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

26 Şubat 2016 Cuma

Mezarlık Kitabı - Neil Gaiman




Uyu benim küçük yavrum
Uyanana kadar uyu
Büyüdüğünde göreceksin bütün dünyayı
Şayet yanılmıyorsam tabi

Bir sevgiliyi öp
Biraz dans et
Keşfet ismini
Ve gömülü hazineyi

Yüzleş hayatınla
Acıyla, mutluluklarıyla
Gidilmedik yol bırakma geriye. 


Neil Gaiman'ın bol ödüllü kitabı, 2 yaşındaki oğlunu mezarlığın yanında bisiklete binerken görüp aklına düşen ve yazması yaklaşık 20 yılını alan fantastik bir dünyayı anlatıyor.

284 sayfa olan kitap 8 bölümden oluşuyor. Bölümler birbirinden tamamen ayrı olmasa da her bir bölüm farklı bir hikaye gibi işlenmiş ve benim en sevdiğim, 5. bölüm: Ölülerin Dansı. Kitabın konusunu ve bunun işlenişini gerçekten çok beğendim ve içindeki çizimler de kitaba ayrı bir güzellik vermiş.

20 Şubat 2016 Cumartesi

Mim #8: Hangi Çizgi Film Karakterisin?




Sevgili HanHan Asya vakti zamanında beni mimlemişti ama ben biraz tembellik çokça da dışsal sebepler yüzünden bir türlü yapamamıştım bu mimi. (Sadece bunu mu henüz yapmadığım kaç mim var kim bilir.)

Fazla lafı uzatmadan sevgili HanHan'a teşekkür edip, geçelim mimimize.

Bana benzeyen bir çizgi film karakteri bulmam gerekiyordu ama bana benzeyen bir karakter bulamadım maalesef :) 

Bu yüzden de olmak istediğimi yazacağım. 

19 Şubat 2016 Cuma

YABAN - Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU




Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun önemli yapıtlarından biri olan Yaban, savaş döneminde yaşananları, insanların ruh hallerini ve bilgisizlik yüzünden düştükleri durumları gözler önüne seriyor.

Cihan Harbinden bir kolunu kaybederek sağ çıkan, yedek subay Ahmet Celal'in hikayesidir Yaban. Ahmet Celal, bir paşanın oğluyken savaş sonrasında bir bekleyeni kalmayınca asker arkadaşı Mehmet Ali'nin ardına düşüp onun köyünde yaşamaya başlar.

Ancak köylüler; şehirden gelmiş, özü sözü kendilerine benzemeyen, bilgili ve tek kollu bu garip adamı aralarına almaz ve ona "Yaban" derler.

18 Şubat 2016 Perşembe

Mim #8: Yeni Yıldan Beklentilerim


Blogluyorum blogunun sahibesi sevgili Gökçe Bağdır beni mimledi. Kocaman kocaman teşekkür ediyorum. Yeni yılla ilgili düşünceler ve yapmak istediklerimiz hakkındaymış mimimiz. 

Eh, haydi başlayalım o zaman...

17 Şubat 2016 Çarşamba

ÇIRAK - Tess GERRİTSEN - Isles & Rizolli #2





Henüz çok yeni başlayan Tess Gerritsen hayranlığımdan bahsediyorum bir süredir. Ben taktı mı takanlardanım sanırım. Bu yüzden ki, çoğu şeyi çok hızlı harcadığımı düşünüyorum sık sık. Örneğin; bir müziği çok seviyorum günlerce art arda dinliyorum sonra pat diye bırakıyorum ya da bir filmi çok seviyorum yine sayısız kere üst üste izliyorum sonra o kadar da sevmediğime karar veriyorum.

Şimdi ben buna nereden geldim? Tess'den...

Şu aralar sıkı hayranıyım ve umuyorum ki art arta hırsla saldırdığım kitaplarından -sonunu getirmeden- bıkmam.

Cerrah'la başlayan serinin devamı olan Çırak, tıpkı diğeri gibi heyecanlı ve insanı hiç tahmin etmediği yerlere sürüklüyor. Ancak Çıkar'la ilgili bir olumsuz düşüncem var o da çok fazla tıbbi terime yer vermiş olması. Cerrah'da da vardı muhakkak ama bu kitapta biraz fazla dikkatimi çekti diyelim.

15 Şubat 2016 Pazartesi

17 BLOGGER 1 HİKAYE/ BÖLÜM 12: HİPNOZ (ECE EVREN)







Sürekli seanslar çoktan başlamıştı.Doktoru,onun tüm yaşadıklarını hem hatırlayarak hem hiç saklamadan anlatması için, Rhett’le ya da Melanie eşliğinde muayenehanesine geldiklerinde bir başarıya ulaşamayacağını anlamıştı zaten ve çoktan kararını vermişti.Özel odalarda hipnoz seansları yapmak şimdilik ikinci alternatifti.Son geldiklerinde bunu düşündüğünü  Melanie’nin  kulağına fısıldamıştı. 

Rhett’den Lexi’nin etkilendiğini ve çeşitli kişilikleriyle tanıştığı için onun yanında garip hissedeceğini ve teşhisinde menfi etki olacağını söylemişti. ’’Rhett’in haberi olmasın.Normal bir gezinti imiş gibi bana getir Lexi’yi dedi. 

Mell başını ‘’Evet ‘’dercesine öne doğru bir iki kere salladı.Kişilik sapmalarında o ismin altında yaşadıkları gerçek miydi, yoksa hepsi halüsünasyonlardan ibaret miydi?.Bunu kesin öğrenmesi gerekiyordu.Ve tüm isimlerin altındaki gerçek yaşanmışlıkları.

14 Şubat 2016 Pazar

Mim #7: Gitmek İstediğiniz Hayali Ülke



Sevgili Kore Fenomeni çok güzel bir mim yapmış aslında isim vermemiş ama ben kendi üzerime alındım bile. ^_^ Gerçekten çok eğlenceli bir mim yapmasam olmazdı yani.

Yılan Hikayesine Dönen 22 Blogger 1 Hikaye Etkinliği Hakkında Bilgilendirme






Selamlar arkadaşlar,

Güzel umutlarla başladığımız etkinliğimizde ne yazık ki sıkıntılar yaşıyoruz. Aslında bu durum biraz da benim suçum çünkü kimseyi kırmak istemediğim ve herkese gereğinden fazla güvendiğim için bu etkinliğe her isteyeni kabul etmiştim.

Ancak...
Günler geçip de hikaye bölümleri artmaya başlayınca 22 blogger arkadaşımdan bazılarını kaybettik. Özel nedenleri olanları tabi ki anlayabiliyorum ama hiç ses seda etmeden gidenler, yazdığım mesajlara karşılık vermeyenler de oldu.

Bunun içindir ki listeyi yeniden oluşturmaya karar verdim. Şuan 11. bölümden olan hikayemizde,

River, Kalem Kuklası, Neşeli Kitap Vagonu, Dağınık Anne, Kore Fenomeni, Kitap Cumhuriyetim, Her Şeyden Konuşmalı, Kestane Fiyonk, Kağıt Salıncak, Karga ve Kız arkadaşlarımız bölümlerini bitirdiler.

Bundan sonraki bölümler için ise aralarında kura çekilecek arkadaşlar;

Sevdican, Ece Evren, HanHan Asya, Şym Couture, Esra Yılmaz ve Kitapçı Annem'dir.

Etkinliğimizin ismi 17 Blogger 1 Hikaye olarak değişmiştir arkadaşlar.


13 Şubat 2016 Cumartesi

Hikaye Etkinliği Bölüm 1: KARANLIK




Bir Kore Hayranının Not Defteri blogunun sahibesi güzel bir hikaye etkinliği başlatmış ve bloggerları konuk yazar olarak ağırlayacağı etkinliğinin başlangıcını benimle yapmak istemiş. Gerçekten çok mutlu oldum. 

Her bir bölüm, Kore Hayranı ve konuk yazarın beraber yazacağı hikayelerden oluşacak. Güzel bir etkinlik olmasını diliyorum ve beraber yazdığımız ve aynı zamanda hikayenin ilk kısmı olan bölüme hemen geçmek istiyorum.

12 Şubat 2016 Cuma

BEŞ SEVİM APARTMANI - Mine Söğüt






" Belki mucizelere inanmak hasta ruhların en iyi ilacıdır; ama mucizelere kanmak kimi zaman ölümcül bir hastalıktır."

Mine Söğüt'ün okuduğum ilk kitabı Beş Sevim Apartmanı ve ne tesadüf ki yazarın da yazdığı ilk kitabıymış. 127 sayfalık kısacık bir kitap, ben gerçekten çok severek okudum doktor Samimi ve onun 5 hastasının Pürtelaş sokağındaki hikayelerini. Henüz okumadıysanız kesinlikle tavsiye ediyorum.

Cin-Periler küçüklüğünden beri psikolog olan Samimi'nin kafasını karıştırmaktadır. Bununla bir şekilde yaşamaya çalışan Samimi, işler iyice kötüleşip cin-periler yüzünden çalıştığı yerden de kovulunca onlar üzerine bir tez hazırlayıp cin-peri diye bir şeyin olmadığına herkesi inandırmak ister.

10 Şubat 2016 Çarşamba

CERRAH - Tess GERRİTSEN - Isles&Rizolli #1




Daha önce Tess'le Bıçak Sırtı kitabıyla tanıştığımdan bahsetmiştim. O kitabını bitirince koşarak (hatta uçarak) ünlü İsles & Rizolli serisine başladım tabi. Serinin bir de dizisi varmış ama ben henüz izlemedim önce kitaplarını okumak istiyorum.
Seride şuana kadar 11 kitap çıkmış:


1. Cerrah (The Surgeon)
3. Günahkar (The Sinner)
4. İkiz Bedenler (Body Duble)
5. Siliniş (Vanish)
6. Manifesto Kulübü (The Mephisto Clup)
7. Ruh Koleksiyoncusu (The Keepsake)
8. Buz Gibi Soğuk (Ice Cold)
9. Sessiz Kız (The Silent Girl)
10. Sona Kalan (Last to Die)
11. Diriliş (Die Again)

Cerrah, serinin Doğan Yayınlarından çıkan ilk kitabı ve 274 sayfa. Tıpkı diğer kitabında olduğu gibi Cerrah'ı okurken de çok zevk aldım, merak ve sabırsızlıkla sayfaları hızla çekirdim diyebilirim. (ki kitabı bitirmem 1 günü bile almadı) 

Katilin kimliğini ve olaya bağlanış şeklini okurken onun gibi bir yazar olmak istedim :) Ne çok övdüm değil mi? ama bence sonuna kadar hak ediyor.

8 Şubat 2016 Pazartesi

Yeni Dönem Yeni Blog Tasarımı - Merve Canbaz



Gerçekten çok çok çok mutluyum sevgili Merve'nin Blogu'nun sahibesi Merve Canbaz sayesinde yeni döneme yeni bir blog tasarımıyla başladım.

Yeni tasarımı gerçekten çok çok sevdim, yapılırken Merve'yi biraz uğraştırsam da güzel gönüllü arkadaşım her seferinde beni sabırla (ciddi sabır ama altını çizmek istiyorum) karşıladı.

Bana bir tasarım yapacağını söylediğinde çok heyecanlanmıştım ve gerçekten içime sinen bir çalışma oldu ona kocaman kocaman teşekkürler ediyorum.

Bunu yapmaktan zevk aldığını söylüyor Mervecim ve birbirinden güzel başka tasarımları da var, umarım ileride çok çok çok güzel işler yapar.

Tekrar tekrar teşekkür ediyorum. ^_^

Uzuun uzuun, güzeel güzell yazılar yazacağım.


Not: Bal Kabaklarım ne kadar sevimli değil mi? Canlarım benimmm :)))


7 Şubat 2016 Pazar

BIÇAK SIRTI - Tess GERRİTSEN




Tatil, tatil, tatil...
Her ne kadar bu tatil yüzünden blogumdan uzak kalsam da bir sürü kitap okumama sebep olup beni Tess Gerritsen ile tanıştırdığı için mutluyum yine de.

Kitap türünde takıntılarım yoktur yani ilgimi çeken her şeyi okuyabilirim ancak daha önce hiç tıbbi gerilim romanı okumamıştım. (Şu an ciddi anlamda çok pişmanım)

Adını birçok blogda duyduğum bir yazardı Tess hatta birkaç sefer de kitap sitelerinden bakmıştım ancak bir türlü okuma isteği bulamamıştım kendimde. Ne kadar yazık etmişim diyorum şimdi çünkü artık sıkı bir Tess hayranıyım diyebilirim.

Öyle ki, Bıçak Sırtını bitirdiğim gibi Cerrah'ı okudum sonrada serinin diğer kitaplarını sipariş verdim. ^_^

18 Ocak 2016 Pazartesi

PERFECT PROPOSAL / Mükemmel Teklif






2015 yapımı bir Güney Kore filmi Mükemmel Teklif. Tüm filmi tahmin edebildiğinizi düşünüp sonra ters köşe yapanlardan, izlemenizi tavsiye ediyorum. Bir süredir film veya dizi izlememiştim benim için de güzel bir başlangıç oldu.

17 Ocak 2016 Pazar

17 BLOGGER 1 HİKAYE/ BÖLÜM 1: KAYIP





Uysal bir eylül akşamına uymayan hoyratlıktaki hava, çıplak bacaklarını yalayıp vücudunda ürpertiler oluşturarak içini doldurdu. Sırtına batan soğuk ve ıslak taşların acısıyla huzursuzca kıpırdandı, kuş tüyü yatak beklentilerini örseleyeli çok uzun zaman oluyordu ama bu kadarı şimdiye dek başına hiç gelmemişti. Ne ile karşılaşacağını az çok tahmin etse de gerçeği birkaç saniye de olsa ötelemek için gözlerini daha sıkı kapattı.

Zaman çoğu şeyin ilacıydı ancak kısa vadede pek işe yarar olduğu söylenemezdi ve birbirine vurduğunda pembe bulutlarda uçacağı sihirli pabuçları aramayı uzun zaman önce bırakmıştı.

El yordamıyla biraz doğrulup nihayet gözlerini açtığında önündeki manzara karşısında biraz korku ve bolca merak duyguları sarmaladı ruhunu; ıssız bir sokağın ortasında öylece oturuyordu. 

Hiçliğin içinden kendini toplamaya aşinaydı zaten, çocukluğundan beri hafızasının es geçtiği zamanlarla boğuşuyordu ama bu...  bu gerçekten tuhaftı.

16 Ocak 2016 Cumartesi

Etkinlik: HAYDİ BERABER BİR HİKAYE YAZALIM #2




Öncelikle etkinliğe katılan tüm blogger dostlarıma teşekkür ediyorum. Açıkçası bu kadar katılım olacağını düşünmemiştim, gerçekten çok mutlu oldum ve de ortaya çıkacak hikayeye karşı merakım katlandı.

Bu yazımda ise yazacağımız bölümler konusunda bilgilendirme yapmak istiyorum.

13 Ocak 2016 Çarşamba

Melankolik Masallar #2





Her zaman elde olmayanı mı ister insan?

Gerçekleşmesi mümkün olmayan şeyleri düşlemek doğasındaki mazoşistlikten mi ileri gelir yoksa?

Çocukken büyümek, olgunluk çağına erdiğinde ise geri dönmek...

Belki de yaşlı doğmalıydı insan, şu meşhur filmde olduğu gibi... Yaşlı doğmalı ve genç ölmeli.

Ancak böyle mümkün olurdu belki de doğru yaşamak.

Tecrübeyle doğduğunda tecrübesizliği tecrübe etmek daha büyük keyif olurdu belki de. 

Emeklilik için çalışmak yerine çocukluk için biriktirmek...

Ve dahası günahkar doğup saf ölmek...


10 Ocak 2016 Pazar

Etkinlik: HAYDİ BERABER BİR HİKAYE YAZALIM



Geçenlerde, söz konusu geçenler 5-6 aya varan bir süreci kapsıyor, bir blogger arkadaşımın (kocaman özürlerimi sunuyorum şimdiden ama kim olduğunu hatırlayamadım.) blogunda görmüştüm bu tarz bir etkinliği.

Çok çok çok önceleri de bir siteye üyeyken orada yapıyorduk bu tarz şeyler.

Olay şundan ibaret:

Gönüllü olan blogger arkadaşlarımla beraber bir hikaye yazacağız. 
Her bölümü farklı bir arkadaş yazacak ve kendi blogunda yayımlayacak. 
Diğer bölümlere erişmek için hikaye bölümlerinin sonlarına arkadaşlarımızın hikayelerinin linklerini koyacağız.
Böylece hepimizin katkısıyla güzel bir hikayemiz olacak.

Eh öyleyse var mı benimle beraber bir hikaye yazmak isteyen?

On Blogger Bir Hikaye etkinliğine katılımlarınızı bekliyorum arkadaşlar. 

Katılmak için bir yorum yerli ve son gün 15 Ocak Cuma. 



8 Ocak 2016 Cuma

Unutulmaz Türk Filmleri -- AĞIR ROMAN



"Savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye; zaman ki sana hasta olmuş, 
incelikli haytasın!
Nüksederken mahallenin maşallahı- eyvallahı,
güzelleş be oğlum!
Şimdilik ölümüne kadar hayattasın.
Şimdilik, ölümüne kadar hayattasın..."


Dün bilmem kaçıncı kez Ağır Roman'ı izlediğimde, beni çok etkileyen ve izlenmesi gerektiğini düşündüğüm Türk filmlerini paylaşmak istedim. 

Ve ilk sırayı da tabi ki... Gönlümün birincisine verdim :)

Her izlediğimde sanki ilkmiş gibi hissettiren filmlerden bir tanesi Ağır Roman. İnsan daha ne olduğunu anlamadan etkisi altına girip, dalıveriyor Kolera'nın cehennemine. 

Diğerleriyle -hayat kadınları, esrarkeşler, eşcinseller, tinerciler, hırsızlar, gafticiler...- dolu Tayyare Sokak'ta yaşananlar içine işliyor insanın. 

Hiç boş tip yok, her bir karakterin kendine özel dünyası ve kapladığı bir alan var filmde bu da hepsini ayrı ayrı değerli kılıyor.

Özellikle Okan Bayülgen, Salih karakterini çok iyi canlandırmış zaten bu adamın tüm filmlerini seviyorum ben :) Ayrıca Aysel Gürel, Müjde Ar ve Mehtap Ar'ı da aynı filmde görmek güzeldi.

Kasvetli, ağır yapısı, mükemmel replikleri, sahnelerle uyumlu iç acıtan müzikleri... daha ne söylenebilir ki? Kesinlikle izlenmeli.

Bu arada, yönetmenliğini Mustafa Altıoklar'ın yaptığı 1996 yapımı film, Metin Kaçan'ın aynı adlı romanından uyarlanmış.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım : Merve Canbaz