Menü

Kore DiziJapon DiziKendi KalemimdenKitap Yorumu Melankolik Masallar Mim Kore FilmJapon FilmKendi SesimdenAnime Günlük Mevzular Johnny Deep

Translate

31 Ağustos 2015 Pazartesi

BOŞ EV / BIN JIP / 3 IRON


Kelimelere ihtiyaç duymadan her şeyi anlatan bir filmden bahsetmek için hangi sözcükleri kullanmak doğru olabilir bilmiyorum. 

Bazı filmler vardır, bittiğinde uzunca bir süre kıpırdamadan ekrana bakakalırsınız. Önce film üzerine yoğunlaşır düşünceleriniz, sonra bir bakmışsınız kendi hayatınıza yönelmişsiniz.

İşte tam da böyle bir film Bin Jip, Güney Koreli ünlü yönetmen Kim Ki Duk'un 2004 yılında sinemaya kazandırdığı bir başyapıt.

Türkçe ismi Koreceden direk çevrilmiş fakat bir diğer ismi olan 3 Iron ise kahramanımızın elinden düşürmediği 3 numaralı golf sopasından geliyormuş.

30 Ağustos 2015 Pazar

EYE FOR AN EYE - Göze Göz Dişe Diş


Cha Seung Won!
Cha Seung Won!
Cha Seung Won!

Bende de böyle bir hastalık var işte, bir şeyi sevdiysem midem bulanana kadar yemeye devam ediyorum :p

...da ne mümkün be kardeşim! Yani insan her filmde mi böyle şahsına münhasır, böyle taş, böyle paçalarından akan karizmayla dolaşır?

Bize de yazık bize de! 

Kedi ciğer ilişkisine döndü aramızdaki şey... :( 

Ah.. mutsuzum, milli hazineyi ajummalara kaptırdığım için çokk mutsuzum. 

29 Ağustos 2015 Cumartesi

THE KING AND THE CLOWN--Kral ve Soytarı


Film tam olarak ismi belirtilmese de 2 Eylül 1506 yılındaki ayaklanmada tahtından olan Chosun Hanedanı Dönemindeki bir Kralı'ı anlatıyor.

Annesi zehir içerek intihar etmek zorunda bırakılan Kral çok zalim biridir taaa kiii... güzeller güzeli Gong Gil'e tutulana kadar :p

YOU ARE MY PET ---너는 펫


Eğlenceli bir film You're my Pet... 
Konusu bakımından ilgi çekici zaten bir de baş rolde JGS olunca...

Jang Geun Suk'u ilk kez You are Beautiful'da izlemiştim ve bu adam yakışıklı değil sevimli bir şey demiştim kendime. Bir şey... bir şey.. ama ne? 

Sonunda bu film sayesinde öğrendim o bir şeyin ne olduğunu :) 

28 Ağustos 2015 Cuma

ELLERİMDEN TUT, YOKSA DÜŞECEĞİM... -BÖLÜM 2-



BÖLÜM 2: HAYAT BİR BUMERANG…



“Lanet olsun, bize kaza yaptıracaklar!” Tom direksiyonu sımsıkı tutmuş arkadaki arabadan kurtulmaya çalışırken, ne kadar sinirli olduğu -istemsizce dikleştirdiği- gergin omuzlarından belli oluyordu.  Robert sıkıntıyla homurdandı:

“Bıktım artık sizden, bıktım. Daha hızlı sür şunu, hızlı!”
Şu an tartışmak için hiç iyi bir zaman değildi ama ortamın gerginliği, bulaşıcı bir virüs gibi herkesi etkisi altına alıyordu.

“Daha iyisini yapabiliyorsan, al sen kullan!” dedi Tom gözünü yoldan ayırmadan.

Arabada, arka koltuğa iyice gömülmüş artık klasiğe dönüşen durumdan kurtulacağı anı tepkisizce bekleyen bir yolcu daha vardı. Sonunda dayanamadı ve arkaya dönüp orta parmağını cama iyice yaklaştırdı, aynı anda geceyi gündüze çeviren flaşlar ardı ardına patlamaya başladı. Robert hiddetle Kristen’in kolunu tutup onu öne doğru çevirdi:
    
“Kes şunu!” diye bağırdı, Kristen onun bu davranışından hiç hoşlanmamıştı. “Az önce şikâyet ediyordun.”  dedi meydan okuyan gözlerle, aslında öfkelenmekten çok kırılmıştı çünkü Robert’tan böyle bir tepki beklemiyordu. Her zaman uysal olmuştu ona karşı: uysal ve anlayışlı.                                  
     
Tepkisizlik, her zaman anlayıştan kaynaklanmaz ama o henüz bunu bilmiyordu.
     

A MOMENT TO REMEMBER - Hatırlanacak Bir Anı


Uzun zamandır ismini duyduğum ama bir türlü izleme moduna giremediğim filmi sonunda izledim. Hem de bizde uyarlaması olduğunu bilmeden  0_0

Evim Sensin'in A Moment to Remember'ın uyarlaması olduğunu kaçırmam benim hatam tabi ki ama bu hata yüzünden ne yazık ki filmden pek zevk almadım.

Zaten bu ajussiye de Athena'dan kılım :p

Bana konu biraz hızlı işlenmiş gibi geldi yani hemen gör, aşık ol, adam aileyle tanışmaya bile yanaşmasın sonra keçileri gidince şak diye evlen... bilemedim yani :)

Bunun dışında oyunculuklar fena değildi (bence bu adam ağlamasın zaten ağlayamıyor da.) yani genel olarak izlenebilir bir film diyebilirim ama bazı yorumlarda gördüğüm gibi salya sümük olmadım ben.. (nesine ağlandı onuda anlamadım)

26 Ağustos 2015 Çarşamba

Almost Lover-A Fine Frenzy



Bir başka deneme daha...
Bu şarkıyı bir zamanlar -Twilight hayranı olduğum zamanlar- soundtrack sanıp dinlemiştim ve gerçekten çok sevmiştim.
Bakalım ben nasıl söylemişim (:




Böyle bir şeyler işte (:

17 Ağustos 2015 Pazartesi

MAN ON HIGH HEELS--하이힐



Bir Cha Seung Won filmi daha...

Kendisine hayranlığım büyüyerek devam ediyor. Bu nasıl bir filmdir? Nasıl bir oyunculuktur? 
Şimdiye kadar izlediğim dizi ve filmlerindeki karakterlerin hiçbiri birbirine benzemiyor ve bu da onun mükemmel bir oyuncu olduğunun kanıtıdır herhalde.

Tıpkı Johnny Depp gibi... Johnny'nin her filmde ortaya çıkardığı ve hiçbiri birbirine benzemeyen karakterlerine hayrandım bir de Seung Won eklendi.

ATHENA: Goddess of War



Dok Go, Dok Go, Dok Go Jin... :))))

13 aralık 2010 yayın tarihli dizimiz bana bir nevi doğum günü hediyesiymiş de o zamanlar fark etmemişim. Sardım mı sarıyorum bir şeye demiştim bundan bir iki yazı önce.

İşte bir Cha Seung Won dizisiyle daha buradayım. 

Ben aslında polisiye dizi-film hiç sevmem,  ama bazı tetikleyici unsurlar olunca iş değişiyor bazen. Athena, Iris adlı dizinin devamı niteliğindeymiş ama ben Iris'i izlemedim ve aralarında bağlantı varsa da beni rahatsız etmedi açıkcası yani onu izlemeden de Athena izlenebilir diye düşünüyorum.

Diziye geçmeden önce uyarmak isterim ki "yaşasın kötülük!" diyen, sonnnn derece yanlı bir posttur.

Özetle, Güney Kore'nin geliştirmekte olduğu nükleer enerji teknolojisini (TWR) engellemeye çalışan Amerika'nın desteğiyle oluşan Athena örgütü ve Kuzey Kore faaliyetlerine karşı Güney Kore hükümeti tarafından Terörle Mücadele Ulusal Servisi (NTS) kurulur. 

Dizimi de bu örgütler arasındaki mücadeleyi konu alıyor.

SECRET



Uzun zamandır Kore filmi izlemiyordum şu sıralar ortalıkta Dok-Go, Dok-Go, Dok Go Jin... diye gezerken bir bakayım ne yapmış ne etmiş bu adam dedim ve wawww ne kadar çok dizi-filmde oynamış kendisi ve ben bu zamana kadar onu fark etmemişim. 

Gerçi 2008'den öncesi pek ilgimi çekmedi :p adam bildiğin 38'inden sonra taşlamış bir ikizler erkeği :) yemede yanında yat haha (kimden etkilensem ikizler çıkıyor var bunda bir keramet) 

Gördüğüm birçok yorumda kendisinde ajussi diye bahsedilse de keinlikle kabul etmiyorum col de col de ande :D 

Neyse çok sulanmayalım 2009 yapımı filmimizde Cha Seung Won filmde The Greatest Love'dan tamamen farklı bir oyunculuk sergiliyor. (İlk orada gördüğümde hareketlerinden ve tipinden pek hoşlanmamıştım ama adam bildiğin ayaklı karizmaymış. O adamla bu adam hayret doğrusu...)

15 Ağustos 2015 Cumartesi

PERSONEL TASTE -- Zevk Meselesi



2010 yapımı dizimiz, 16 bölümden oluşuyor. Açıkçası Lee Min Ho için başladığım bir diziydi :D Yine de ben beğendim yani bir Playfull Kiss ya da You are Beautiful değil belki, onlar gibi geri dönüp hadi bir Personal Taste yapayım diyeceğim biri dizi değil ama izlerken zevk aldım.

11 Ağustos 2015 Salı

THE GREATEST LOVE- En Güzel Aşk


Aslında bir diziyi izlemeye başlamam için önce gözüme hitap etmesi gerekiyor :) Ama bu artıyla başlamasa da sonunda iyi ki izlemişim dediğim diziler de çıkmıyor değil . İşte bunlardan biri: The Greatest Love.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım : Merve Canbaz