Menü

Kore DiziJapon DiziKendi KalemimdenKitap Yorumu Melankolik Masallar Mim Kore FilmJapon FilmKendi SesimdenAnime Günlük Mevzular Johnny Deep

Translate

23 Haziran 2015 Salı

RÜZGARIN ADI-Patrick Rothfuss (Kral Katili Güncesi: 1. Gün)



" Aklı başında herkesin korktuğu üç şey vardır; fırtınalı bir deniz, aysız bir gece ve yumuşak başlı bir adamın öfkesi." (sy. 327)

Orijinal adı: The Name of the Wind
Yazar: Patrick Rothfuss
Yayınevi: İthaki Yayınları
Goodreads Puanı: 4,55
Sayfa Sayısı: 736

BENİM ADIM KVOTHE
Uyuyan höyük krallarından prensesler kaçırdım. Trebon kasabasını yakıp kül ettim. Felurian'la bir gece geçirdim ve hem canıma hem de aklıma mukayyet olabildim. Çoğu insanın kabul ettiğinden daha küçük yaşta Üniversite'den atıldım. Başkalarının gündüz gözüyle ağızlarına almaktan bile korktukları yollardan ay ışığı altında geçtim. Tanrılarla konuştum, kadınlar sevdim ve ozanları ağlatan şarkılar yazdım.
Belki beni duymuşsunuzdur.



Kral Katili Güncesi 3 kitaplık bir seri: Rüzgarın Adı, Bilge Adamın Korkusu ve son kitap Taş Kapılar (Henüz çıkmadı 2015 sonu çıkacağı söyleniyor fakat yazardan "Yazmayı bitirdiğim zaman çıkacak." dışında bir açıklama yok.) isimli kitaplardan oluşuyor. KralKatili Güncesi serisiyle ilgili 2 eser daha var bunlar: Auri'yi anlattığı Sessiziliğin Müziği (The Slow Regard of Silent Things) ve Bast'ın bir gününü konu alan The Lightning Tree (Henüz Türkçe'ye çevrilmemiş.)

Ben sadece ilk kitabı okudum. Aslında bitmemiş serilere başlamak pek adetim değildir fakat çok fazla beğenildiği için bir istisna yapayım dedim. Ama -ne yazık ki- üçüncü kitaptan bir ses oladığı için 2. kitabı okumayı biraz erteleyeceğim sanırım.  

Rüzgarın Adı, hacimli bir eser olmasına rağmen son derece akıcı dili ve ilgi çekici kurgusuyla hiç sıkmadan -hatta bolca merakla- okunuyor. Karakterlerin özellikleri, olaylar ve yazarın bu olayları birbirine bağlayış biçimi ve kullandığı öykü içinde öykü tekniği merak uyandırıcı. 2 sayfa daha okuyayım derken bir de bakıyorsunuz fark etmeden sayfalar geçmiş. Fantastik eserleri hep sevmişimdir fakat çok fazla betimlemeden hoşlanmıyorum açıkçası olay ağırlıklı olanlar daha çok ilgimi çekiyor ve bu da tam istediğim gibi bir kitap. Uzun sözün kısası ben kitabı çok beğendim ve fantastik türü seven herkese 'şiddetle' tavsiye ediyorum.







"İlk hocam bana E'lir derdi, çünkü akıllıydım ve bunun farkındayıdım. İlk sevgilim bana Dulator derdi, çünkü telaffuzu hoşuna giderdi. Bana Shadicar, Eli Hafif ve Altın Tel dendiği de oldu. Kansız Kvothe, Esrarengiz Kvothe, Kralkatili Kvothe de dediler. Bu isimlerin hepsini hak ettim. Hepsinin bedelini ödedim.

Ama Kvothe olarak yetiştirildim. Babam bir keresinde bunun 'bilmek' anlamına geldiğini söylemişti.
Tabi bana daha başka pek çok şey de dendi. Bunların çoğu kaba sözlerdi, lakin çok azı hak edilmemişti." (say.69)







Gelelim kitabımızın içeriğine:
Baş kahramanımız Kvothe, -nam-ı diğer Kote- Yol Taşı Hanı'nı Bast adındaki yardımcısıyla işleten, alev kızılı saçlı, yeşil gözlü sıradan bir hancı olarak karşımıza çıkıyor. 


Bir scrael'in (dev örümceğimsi bir şey) azizliğiyle Tarihçi Devan Lochees'le (ki döneminin en iyi katibidir kendisi) karşılaşana kadar -yaklaşık 60 sayfa- bu sıradanlığı korumayı sürdürüyor.  Kvothe bir scrael tarafından yaralanan Tarihçi'yi hana getirip iyileştiriyor ve bu zamansız misafirin de aslında hakkındaki destansı hikayelerin doğru olup olmadığını öğrenmek için kendisini aradığını öğreniyor.

Devan, hayatını kurtaran kişinin Kvothe olduğunu anladığında hikayesini anlatması için onu ikna etmeyi başarıyor. Fakat Kvothe, hayatını anlatmak için Tarihçi'den 3 gün istiyor. Böylece her bir günü bir kitap eden serimiz ortaya çıkıyor.

Sonunda Kvothe çocukluğundan başlayarak efsanevi hikayesini Tarihçi'ye anlatmaya başlıyor.



--SPOİL ALARMI--

Kvothe bir Ederma Ruhu...

Ederma Ruhu, gezgin sanatçı anlamına geliyor. (Belki bir çeşit çingene diyebiliriz) Babasının işlettiği kumpanyayla bölge bölge, şehir şehir gezip eğlenceler düzenliyorlar. 
Bir gün kasabanın birinde Abenthy (Ben) adında bir gizemciyle karşılaşıyor ve babasının izniyle kumpanyaya katılan Ben'den sempati dersleri almaya başlıyor. (sempati bir tür büyü yazar bunun nasıl yapıldığını da ayrıntılı bir şekilde kitabında anlatıyor.)

Ben, hızla sempati kurallarını öğrenip Alarları oluşturan Kvothe'nin üniversiteye gidip kendini daha da geliştirmesini istiyor. Birkaç ay sonra Ben evlenip bir kasabada kalıyor ve veda hediyesi olarak Kvothe'ye  "Söylem ve Mantık" kitabını hediye ediyor.

Ne yazık ki Ben gittikten kısa bir süre sonra Kvothe'nin hayatı da korkunç bir şekilde değişiyor. Kumpanyaları bir kasabada mola verdiğinde annesinin istediği otları toplamaktan geri dönen Kvothe, tüm ailesini katledilmiş halde buluyor. Şok içinde tanıdıklarının yerdeki cesetlerine bakarken kumpanyayı yerle bir eden ateşin mavi harelerini ve demirlerin paslanmış, toz gibi döküldüğünü fark ediyor.


ve sonunda da onları görüyor. Chandrialıları... 





"Kusursuz ve porselen güzelliğindeki yüzü dar ve köşeliydi. Omuzlarına kadar inen saçları buz rengi bukleler halinde yüzünü çevreliyordu. Bu, solgun kışların yaratığıydı. Ona dair her şey soğuk, keskin ve beyazdı. Gözleri hariç. Bir keçininkiler gibi siyahtılar, ama irisleri yoktu. Gözleri aynen elindeki kılıç gibiydi ve ne ateşin, ne de batan güneşin ışığını yansıtıyordu." (sy.137)


"-Bu ateş ailene mi ait?- diye sordu, sesinde korkunç bir zevkle. Uyuşmuş bir halde kafa salladım. Sırıtışı suratında yavaşça silindi. Yüzü artık ifadesizdi. Sesiyse alçak soğuk ve keskin. -Birinin ailesi.- dedi, -hiç olmadık şarkılar söylemiş.-"  (sy.137)




Bu olaydan sonra uzunca bir süre tek arkadaşı babasının doğum gününde hediye ettiği lavta oluyor ve zaman geçtikçe kopan teller yüzünden, lavtayı daha az telle çalmayı da öğreniyor.


Bir süre sonra yolu Tarbean'a düşen Kvothe burada dilenmek, hırsızlık yapmak, çatılarda yatmak zorunda kalıyor. Zorlu  geçen 3 yılın ardından üniversite hayalini gerçekleştirmek için yeniden yollara düştüğünde yol masrafı ve harç parası için Abenthy'nin hediye ettiği Söylem ve Mantık kitabını zekice bir hileyle 2 talentle takas ediyor. 

Üniversiteye gitmek için katıldığı kervanda Denna ile tanışıyor. Ondan etkilense de maalesef bunu söyleyemiyor.  Denna'ya kitabın baş bayan karakteri diyebiliriz. (zira ilk kitapta sık sık gördük ve diğer kitaplarda da göreceğimizi tahmin ediyorum.) 

Kvothe sonunda üniversiteye gidiyor ve yaşı küçük olmasına rağmen 3 talent harç karşılığında kabul ediliyor. Kvothe'nin üniversiteye asıl gitme amacı kütüphaneye girmek çünkü orada Chandrialılar hakkında araştırma yapmak istiyor ama Ambrosa yüzünden kütüphaneye girmeme cezası alıyor. 

Buna rağmen üniversite de hızla E'lirliğe sonra da rüzgarın adını söyleyip -her ne kadar Ambrose'a birazcık zarar verse de.- Re'larlığa yükseliyor. Bu sıralarda tanıştığı Auri sayesinde biraz zahmetli olsa da üniversiteye geliş sebebi olan kütüphaneye girip araştırma yapma fırsatı buluyor..



Ve bir gün Chandrialılar'ın Trebon'da görüldüğüne dair bir haber aldığında elindeki tüm parasını harcamak uğruna oraya doğru yola çıkıyor. Bir türlü hislerini açıklama fırsatı bulamadığı Denne ile yolu bir şekilde burada da kesişiyor. 

Bu arada kitabın sonlarında Bast hakkındaki garip gerçeği de öğreniyoruz.  


" Sözlerime kulak ver, insancık, " diye tısladı. "Beni maskemle karıştırma. Suyundurgun yüzeyine bakarken aşağıdaki derin, soğuk karanlığı unutma." (sy.733)


Keyifli okumalar...


Puanım:



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım : Merve Canbaz